Dışarı çıktı Selman.Sağına
soluna baktı koydu ellerini cebine indi hemen sağdaki sokaktan
aşağıya.sallana sallana indi yokuşu.birini gördü pencerede
yürümeyi kesmeden baktı sonra önüne dönüp bir sigara yaktı.İlk
ve son sigarasıydı.Üşüyen elleri kıpkırmızı olmuş ama o
yinede derin derin nefesler alıyordu.
Biriyle göz göze geldi.Tanıdık
birini görür gibi oldu tam kafasını çevireceği anda seslendi
karşıdaki.
"Hop Selman"
Baktı iyice sonradan çıkardı belki
10 yıl olmuştu görüşmeyeli içi ısındı birden eskilerden
birini gördü.sıra arkadaşı,masa arkadaşı,dert yoldaşıydı
biraz önce seslenen Nejat.
Ayaküstü biraz durakladılar
birbirlerinden adres aldılar yakın bir zamana buluşmak için
sözleştiler.Gitti sonra Nejat arabasına binip.
Köşeyi döndükten sonra attı
telefon numarasını yazdığı kağıdı Selman.Tam o sırada
ablasını gördü işten dönüyordu bir hayli yorgun
gözüküyordu.Gece uyumadığı çok belliydi.Göz göze geldiler
bir an için ablası taksinin içinden bakıyordu Selman ise taksinin
dışından.
Selman hep atıyordu ne bulsa atıyordu
hatta bir gün hiç düşünmeden kendini bile attığı olmuştu bir
binanın üstünden aşağıya.Gerçi ucuz atlatmıştı kaburga,ayak
ve daha birçok kemiğinin ayrı ayrı yerlerden kırıldığını
saymazsak iki buçuk yıl sonra çıkabilmişti yatakları rahat olan
hastahaneden.
İlerledi.Bir şarkı duyuyordu
uzaklardan kaynağını aradı bulamadı kısık kısık geliyordu
şarkı. Eşlik etti şarkıya sadece bir kısmını içten söyledi.
“I used to know know to leave the boy
behind” dedi ve susmaya karar verdi.
Şarkının yazarını tanımıyordu
ama onun kendisini tanıdığından çok emindi hatta tedirgin bile
olmuştu.Bir an için nefes alamadı.Sonra Baba Cemil’i gördü
uzaktan koştu ona doğru.Sarıldı sıkıca rahatlamış
hissediyordu.
Selman’ın ne zaman başı sıkışsa
birine yada bir şeye ihtiyacı olsa Baba Cemil hemen yardıma
gelirdi.Çocuğu yoktu Cemil’in hatta evli bile değildi.Son otuz
yılını,hep aynı saatte,aynı yerde bir direğe bakarak
geçirmişti.Bir insan neden direğe bakar ki Cemil’i tanıyan
herkez aynı soruyu sorardı hatta tanımayanlar bile.
Biraz gülüştüler sonra yürüdüler.
Az ilerde sağda kapısı olmayan
boyası atmış yolu çamurlu bir çiftlik evine girdiler.Birkaç
odun çıkarttı Cemil başladı sobanın içine atmaya kağıtları
sıkıştırdı,sobayı yakmasını istedi Selman'dan.
Baba Cemil sigara kullanıyordu fakat
ateş kullanmıyordu.O yüzden yanında hiç çakmak
taşımazdı.Selman’ın çakmağının üzerinde bir manzara resmi
vardı. Cemil baktı “vay anasını” dedi kısık bir sesle
“böyle bir yer gerçekten var mı ?” dedi .Selman gülümsüyordu
bir şey söylemedi.Sustular.Isınmaya çalıştılar.
Yeterince ısındıklarında ise
uyumaya çalıştılar.Baba Cemil hemen uyuyabilirdi,uyudu da..Selman
ise uzanmış tavana bakıyordu,çatlamıştı tavan.Dikkatini çekti
başlangıç noktasına bakıyordu.Daha önce hiç çatlamış bir
tavan görmemişti.Işık sızıyordu aradan Ay,yine hünerini
gösteriyordu Güneşten alıp bize satıyordu ışığı.Gözlerini
alıyordu ışık,hep bir yerlerden “ben buradayım” dermiş gibi
geceleri dahi rahat bırakmıyordu Selmanı.
Kapattı gözlerini yinede ışık
içeri giriyordu çevirdi kafasını.Sanki büyük bir karar verip
dünyayı kurtarmış gibi hissetti kendini.Reddetti ışığı
karanlığı seçti.
Bazı insanlar rahat uyuyamazlar.
Gecesi rahat olmayan gündüzleri,
takmayan canlıya insan denir.Selman’da insandı takmıyordu o
yüzden hiç gündüzleri.Tersini denemiyordu da öylesine uyuyup
öylesine uyanıyordu.Arada bir yürüyor,çoğunlukla da
duruyordu.Hatta bazen hiç yürümediği de oluyordu.
Uyandı…
Cemil hala uyuyordu. O kadar rahat
gözüküyordu ve uyurken öyle bir gülümsüyordu ki Selmanın
elinden gelse onu yüzyıllar boyunca uyutacak bir madde bulana kadar
çalışabilirdi.Kim bilir ne görüyordu rüyasında belki de hiçbir
şey görmediği için bu kadar mutluydu.
Biraz oturup düşündükten sonra
Selman ayağa kalktı ve duvara doğru yürüdü.Cebinden bir bıçak
çıkarttı ve duvara kazıdı.
“Atchafalaya”
Dışarısı çok soğuktu.Koşmaya
karar verdi..
Bir süre koştu sonra durdu ellerini
dizlerine koydu.Sanki ömrü boyunca hiç durmadan koşmuştu.Öyle
bir nefes alıyordu ki bütün oksijeni emmeye çalışıyor
gibiydi.İnsanlara iyilik yapmak için atmosferdeki bütün nefesi
çekebilir herkesi bu hayattan kurtarabilirdi.
Vazgeçti.
Bir arkadaşı aklına geldi.
Arkadaşı Selmana bir keresinde:
“Nurcanı bütün hayatım boyunca
seveceğim” demişti.
Hayatını elinden alsam üzülür diye
düşündü.Sonra önüne baktı Selman
“Nurcan seni öldürene kadar onu
sevmene izin veriyorum” dedi içinden.Ve yürümeye başladı.
Çok soğuktu.
Nurten aklına geldi.Isındı.
Nurteni de çok sevmişti Selman.Hatta
o kadar çok sevmişti ki Nurten’le her karşılaştıklarında
başını çeviriyor onu tanımıyor gibi yapıyordu.Aslında Selman
ile Nurten hiç tanışmamışlardı.Selman her defasında kaçmanın
bir yolunu bulmuştu.
Bir süre sonra sildi attı Nurten’i
Selman aklından.Üşüdü tekrar.
Ona benzeyen bir kız gördü yolda
başını çevirdi.Az ilerde bir kalabalık gördü aralarına girdi
yavaşça.
Sanki başka bir eve kendi eviymiş
gibi girerken yakalanmışçasına hızlı çıktı aralarından.
İnsanlar eğleniyordu.
Selman’a göre değildi.
Soğuk git gide artıyordu.Kendine
ısınacak bir yer aramaya başladı.Biraz ileride aklına çok güzel
bir yer geldi.Oraya gitmek için hızlı adımlarla
yürüyordu.Kayboldu,bulamadı.Artık adım atmakta güçlük
çekiyordu.Sanki sayılıydı adımları zar zor atıyordu.
Olduğu yere oturmaya karar verdi.Güneş
tepeden Selmana vuruyordu.Çok üşüyordu.
Selman uyudu.
Gözlerini açtığında sanki
yıllardır orada uyuyormuş gibi hissetti.
Bir cümle vardı aklında haykırmak
istedi.
Denedi.Sesi çıkmadı.
Selman konuşamıyordu.Küçükken çok
zor bir hastalık atlatmıştı.Selman onun borcunu yıllarca susarak
ödedi.
Son kez baktı gökyüzüne sonra
etrafına baktı film bitmişti.Selman bütün hayatı boyunca görmek
istediği kişileri görmüş tekrar yarım kalan ölümüne devam
ediyordu.
Sevgilisinin mezarına başını koyup
ölene kadar karpaçya içmeyi düşünüyordu.Bir şarkıda duyup
karar verdi bu şekilde ölmeye.Zaten ölecekti nasıl olacağına
kendisi karar vermek istedi.
Mermer buz gibiydi.Üşüyordu.
İçindeydi hayatın belki çok istese
bile gerçekleşmezdi bu,içine işlemişti artık içi dışı bir
şekilde tüm içtenliğiyle yaşıyordu olup biten bu içindeki
şeyleri.ve o da içti içindekileri bitirmek için hayatın en güzel
rüyasını sonsuza kadar içinde yaşamak için.sonra bıraktı
kendini.güneşe baktı..içindekilerle birlikte bir yerlere gitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder